İYİ Parti’de ardı ardına istifalar yaşanırken, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahadır Erdem, FOX TV’de yayınlanan Çalar Saat programının canlı yayınına konuk oldu. Sunucu İlker Karagöz’ün “Şimdi sizin titrinize bir de eski İyi partili, İYİ Parti’nin eski kurmaylarından A takımından diyeceğiz galiba çünkü ayrıldınız?” sorusuna Erdem “Ayrıldım evet. Şu var ki İYİ Partide çok çalıştım ben muhalefet kazansın diye. Ancak ben artık İYİ Parti’de fikirlerimin kabul gördüğüne inanmıyorum ve bunu düşündüğüm için de ayrıldım” yanıtını verdi.
Bahadır Erdem, İYİ Parti’den ayrılmasıyla ilgili yaptığı konuşmasına şöyle devam etti:
”Bu kızgınlıkla bir ayrılma değil ya da küskünlükle bir ayrılma değil çok düşünerek bir ayrılma. İYİ Parti’nin kurmayıyken kabul görmeyen fikirlerimi istifa ederken belirterek belki hem İYİ Parti için bir fikir değişikliği; bir düşünme, hem de muhalefetin birliği için önümüzdeki yerel seçimlerde muhalefetin dağılmaması için faydalı olmasını dilerim. Muhakkak bu yerel seçimlerde de başarılı olmak zorundayız muhakkak yerel seçimlerin çok ötesinde bir anlamı var.”
“İSTANBUL VE ANKARA’DA AYRI ADAYA KARŞIYIM”
Sunucu Karagöz’ün “İyi Parti’nin 81 ilde aday çıkartacağı söylemine ciddi itirazınız var” yorumu üzerine Erdem şu şekilde konuştu:
“Ciddi itirazım var. Tabii ki İYİ Parti kendi adaylarını çıkarabilir bundan daha doğal hiçbir şey yoktu. İYİ Parti müstakil bir partidir ayrı bir siyasi parti. Siyasetin özü bu, mantığı bu zaten ancak Türkiye öyle bir dönemde, öyle dönemlerden geçiyor ki biz ben özellikle üstüne basa basa İstanbul ve Ankara’da en azından bunu yapamayız dedim diyorum anlattım ama kabul görmedi kabul görmüyor. İstanbul ve Ankara’nın çok büyük önemi var. Mart ayındaki yerel seçimlerin bir yerel seçim olmasının çok daha ötesinde anlamı var.”
“YARGININ MİLLİSİ, GAYRIMİLLİSİ OLMAZ, OLAMAZ”
AYM ve Yargıtay arasında yaşanan ‘yargı krizi’ne de değinilen programda sunucu İlker Karagöz “Buna anayasal düzene kalkışma diyen var darbe girişimi diyen var kriz diyen var siz nasıl adlandırıyorsunuz?” sorusunu yöneltti.
Erdem’in buna yanıtı şu şekilde oldu:
“Bu krizin çok ötesinde bir gelişme bu bizzat çıkarılan bir kriz ama devlet krizi bu aslında devletin yönetim krizi. Bakın yüksek mahkemenin olmadığı Anayasa Mahkemesinin olmadığı hiçbir demokratik devlet yoktur ve Anayasa Mahkemelerinin ne yaptığı ve görevleri de bütün devletlerde üç aşağı beş yukarı aynıdır. Bizim Anayasamızda da çok açık bir şekilde yazıyor. Anayasa Mahkemesi kararları kişileri kurumları devleti yargıyı idareyi ve Yargıtay’ı tabii ki yargının bütününü, herkesi bağlar, bağlar bitti bunun ötesi yoktur. Şu anda yaratılan kriz Anayasa mahkemesini ortadan kaldırmak ya da Anayasa Mahkemesinin işlevini bu yapılan haksızlıkları hukuksuzlukları, kişilere getirdiği insan hakkı kazanımlarını ortadan kaldırmak. Şimdi bakın 22 yıllık bir AK Parti iktidarından geçiyoruz. Her bir seçimden sonra AK Parti kazandıkça el attırmıştır. AK parti denetlenmek istemiyor ve ne yaptı her bir seçimde oyu arttıkça yahut da kazandıkça kendi Türkiye’nin yönünü buna doğru çizdi. Önce Anayasa değişikliğini hatırlayalım 2009-2010 yargıda yaptığı değişiklikleri hatırlayalım, ondan sonra gelelim referanduma Cumhurbaşkanının millet tarafından seçilmesine, ondan sonra gelelim Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Parlamenter Rejimi ortadan kaldırmaya. Biz bunun için kıyameti kopartır ve kuvvetler ayrılığı yok oldu derken, bu ülkede iktidarı denetleyen güç kalmadı derken, yargıya hakim olmak istiyorsunuz ve bunu yapıyorsunuz derken, Anayasa mahkemesi en tepede dururken biliyorsunuz Sayın Bahçeli’den başladı bu Anayasa mahkemesi yerli değil, milli, şimdi bir milli yargı söylemleri. AK Parti’nin kafasında karar veren yargı milli yargı, AK Parti’nin istediği gibi ya da iktidarın istediği iktidarın ortaklarının istediği gibi karar vermeyen yargı gayri milli yargı böyle bir şey olabilir mi? Türk yargısı bir bütündür ve adaletle, hukukla, anayasaya, kanuna, milletlere, sözleşmelere göre karar vermek zorundadır.”