TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2024 yılı bütçesi görüşülüyor. Komisyonda Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’a sorular da soran Niğde Milletvekili Gürer, şunları söyledi:
“Niğde ilinde son 20 yılda kaç tane çok ortaklı fabrika kapandı? Borsada olan, adını vermeyeceğim bir fabrika kapandığı ve makinaları da satıldığı halde hal borsada işlem görüyor. Yani içinde üretimi olmayan yerin borsada sürdürülebilirliği nasıl oluyor? Bu konuda bir denetim yapılmıyor mu?
Kredi temin edilmedi, Türkiye’nin önemli bir markası kapandı ama borsada bir bakıyorsunuz değeri artıyor, içinde bir şey yok. Borsada işlevi olmayan fabrika nasıl devam ediyor? 2015 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Niğde ili Bor ilçesi Enerji İhtisas ve Endüstri Bölgesi olarak ilan edilen bir yer var.
8 yıl aradan geçti, Berat Bey’in bakanlığı döneminde bize ihalenin yapılacağı yönünde yanıt gelmişti. Şu ana kadar bu konuda bir çalışma olmuyor. Olacak mı olmayacak mı?
“GENÇLERİMİZİN İŞE BAŞLADIĞI GÜN YAŞLILIK SİGORTASI BAŞLATILMIYOR”
KOBİ’leri önemsiyoruz, KOBİ’lerin varlığının Türkiye için değer olduğunu düşünüyoruz ama çırak ve stajyer olarak çalışan gençlerimizin işe başladığı gün yaşlılık sigortası başlatılmıyor ama büyüklerin yaptırıldığı işin aynısı bu gençlere yaptırılıyor.
Öğrenci denen insan 8 saat diğer çalışanlarla aynı şartlarda çalıştırılıyor. Bunların çalışma şartlarının ya belirlenmesi ya da bunların yaşlılık sigortasının da bir an önce başlatılması gerekir.
“MÜHENDİSLERİN DENETİMİ VE KONTROLÜNDE BU SÜREÇ YÜRÜTÜLSÜN”
Asansörle ilgili bütün arkadaşlarımız söyledi, hangi asansöre binsek üzerinde bir tane etiket var.
Kimi yeşil, kimi kırmızı, kimi mavi. Bunlarla ilgili verilen sürelerden sonra bu iş yine devam ediyor. Makine Mühendisleri Odası’yla protokol yapılsın.
Kamu başta olmak üzere bu iş Makine Mühendisleri Odası’na verilsin çünkü ben daha önce Gençlik Spor (Bakanlığı) bütçesinde de söyledim.
Özel sektörde bugünkü koşullarda elemanların ücretleri düşük tutularak kalifiye olmayan çok insan bu işte görevlendiriliyor. İnsan sağlığıyla doğrudan ilgili bir olay mühendislerin denetimi ve kontrolünde bu süreç yürütülsün.
“TOGG’U YABANCI BİR ÖZEL SEKTÖR FİRMASI ALABİLİR Mİ, ALAMAZ MI?”
TOGG’la hepimiz övünüyoruz. Biz de bunun bu ülke için önemli bir değer olduğunu ifade ediyoruz ama TOGG sonuçta bir özel şirkete ait, ülkemizin bir kazanımı. Turquality kapsamında Türk firmaları yurt dışında marka yaratırsa onlara destek veriyordu ülkemiz. Sonra bu yurt dışında destek alanların şirketi satılmış, satılan şirkete Türkiye hala para veriyor. Kim almış?
Yabancı almış. İngiliz, Amerikan, Fransız firması olmuş biz hala destek oluyoruz. Bu Sayıştay raporlarıyla ortaya çıktı. Ticaret Bakanı Mehmet Muş döneminde de sormuştum bunu. Turquality’deki 18 firma yurt dışına satıldıktan sonra devletin verdiği Sayıştay raporlarına yansıyan tutar vardı.
Bu kadar çok sahiplendiğimiz TOGG’u da yarın özel bir sektör gelse, ‘Ben bu TOGG’u almak istiyorum’ dese. Alabilir mi, alamaz mı? Satış koşulları yok yani, sadece Türkiye’ye mi ait?
“CUMHURBAŞKANI’NIN AYA İNECEĞİMİZİ SÖYLEDİĞİ TARİHTE UZAY ARACININ TASARIMINI TAMAMLAMAMIŞSINIZ”
Sayın Cumhurbaşkanı’nın Türkiye Milli Uzay Programı tanıtımında söylediği sözler aynen şöyleydi: ‘2023 sonunda yakın dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz kendi milli ve özgün hibrit roketimizle aya ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğiz.’ Hala Anadolu Ajansı’nın haber sitesinde bu metin yer alıyor.
Şimdi 2023’ün sonuna geldik. Bu kez de biraz evvelki sunumda şöyle deniyor: ‘Aya erişebilen sınırlı ülkeler arasına girmemizi sağlayan Ay Araştırma Programı kapsamında milli hibrit sistemimizle çalışan uzay aracımızın tasarımını tamamladık, üretim süreci devam ediyor.’ Yani Sayın Cumhurbaşkanımızın aya ineceğimizi söylediği tarihte siz daha tasarımı tamamlamamışsınız. Ona nasıl bilgi veriliyor?
2021’de olmayan bir şeyi olacak gibi anlattık, geldi 2023 bitti işte. Eğer olsaydı bu gerçekleşmiş olacaktı. Doğuştan elektrikli yerli ve milli TOGG’la ilgili söylemiştim, kamuoyunda şöyle bir yansıma var: Yapılan iş algı olarak iyi pazarlanıyor ama bunun gerçekçiliği tartışmalı. Onun için de her konuda istiyoruz ki şeffaf olunsun, insanlara doğru bilgi verilsin ve kamuoyu yanıltılmasın.”
